23 Ekim 2014 Perşembe
Kahve ve Daha Bir Sürü Şey
Oldum. Gün geleli çok oldu. Kahveler artık sade bana. Şekersiz de olabilir. Farkı yok ama özetleyince. Özet demek meziyet demek.
17 Ekim 2014 Cuma
Bayılmak
Ben buraya bazen bayılırım. Yalnız lazım insanlar, lazım olduğu ölçüde okuyup konuşuyor.
Methiyenin nasıl düzüldüğünü bilseydim inanın ki çok isterdim düzmeyi. Her dilin olduğu gibi Türkçe'nin de ses çağrışımlarıyla değişik yerlere götürebileceğini örnekleyeceğim. Sıkı tutunun:
Düzmeyi----->Düriye
Merhaba,
Halimize şükürler. Sizler de iyisiniz? Daim olsun.
Bugün cümle içinde istirahat dedim diye Atatürk'e benzetildim. Sanırım içten içe çok hoşuma gitmiş ki halı altından methiye düzmek çıktı. Düriye için herhangi bir bahanem yok. Normal gerizekalılığım.
Ben artık buraya komikli tag bulmaya bile çalışmıyorum. Her şeyin tadı kaçık mı olmuş.
Çünkü midem bulanırdı.
Çünkü susmalıydı.
Bakmalıydı.
Sus.
Methiyenin nasıl düzüldüğünü bilseydim inanın ki çok isterdim düzmeyi. Her dilin olduğu gibi Türkçe'nin de ses çağrışımlarıyla değişik yerlere götürebileceğini örnekleyeceğim. Sıkı tutunun:
Düzmeyi----->Düriye
Merhaba,
Halimize şükürler. Sizler de iyisiniz? Daim olsun.
Bugün cümle içinde istirahat dedim diye Atatürk'e benzetildim. Sanırım içten içe çok hoşuma gitmiş ki halı altından methiye düzmek çıktı. Düriye için herhangi bir bahanem yok. Normal gerizekalılığım.
Ben artık buraya komikli tag bulmaya bile çalışmıyorum. Her şeyin tadı kaçık mı olmuş.
Çünkü midem bulanırdı.
Çünkü susmalıydı.
Bakmalıydı.
Sus.
2 Ekim 2014 Perşembe
Dostluk
Sıkılmanın belli derecelerinde insan öldürmek mübah olsun ama eser miktarda. Yani biraz ölsünler sonra ölmesinler. Böylelikle sevdiklerimizin can sıkıntısı geçsin diye biraz ölebiliriz. Biraz ölüp kendi imhalarımızı da tatmin etmiş oluruz. Ama şimdi bu durumda oyuna bir kural koymamız gerekir: eğer başkasının can sıkıntısını geçirmek için geçici bir süreliğine ölüme göğüs geren vefakar tırt kişisi gezegende kalabalık yaratmaktan başka bir işe yaramıyorsa geçici sandığı ölüm kalıcı olur. Kalıcı öldüğünü fark edince tırtın yediği koca nahı düşünsene. İçim hoş olmadı değiş. Oldu yani. İçim diyorum bir hoş oldu.
Haydi görelim şimdi kimin götü yer canişkolarım. Ben birinci ayakta koşmaya yazıldım ama kimin can sıkıntısını geçirmek için çok fedakar olsam karar veremiyorum. O yüzden niyetliler sıraya girip başvuru formunu doldursunlar.
Başvuru formu:
sıkılma derecenizi işaretleyiniz:
a. az
b. her zamankinden
c. yeterince
d. birini öldürecek kadar
c'ler çoğunluktaysa kazandın dostum beni geçici veya kalıcı bir şekilde öldürmene müsade ettim. Bu dünyada bir kuru gürültü değilsem de infazım geçiciye çevrilirse dönüp bir de ben seni keseceğim balım. Caymak için de artık çok geç. Nihai karar verildi. Tokmaklar kürsüye vuruldu tubalar çalındı, dumanlar üflendi. Son bir isteğim yok ama son bir beyanım var:
'üç, iki, bir, yihu.'
13 Ağustos 2014 Çarşamba
Dönesiye
Durunca yok olacağından korkarmış. Var olduğundan da emin değilmiş ya arada görüp arada görmeyenler sayesinde bilirmiş bir nebze varlığını. Kendinin aksine hep görünenler arasında geçirdiği zamanı ziyan zannedenler olurmuş. Yani zarar. Yani yıkım. Yani öyle. Yaptığı sadece dönmek oysa. O dönerken içine aldıklarını da döndürdüğünden böyle zannederlermiş halbuki.
Karada sıkıntı işte. Evleri döndürürmüş, çatılarını ve kapılarını. Ağaçları döndürürmüş, dallarını ve yapraklarını. Kedileri döndürürmüş, patilerini ve kuyruklarını. Düşünceleri eksik bırakır mı? Onları da alıp içine yüklemleri, resimleri, dokuları birbirbirlerine katarmış. Sonra dururmuş evlerin kapıları bir yanda çatıları öte yanda. Dallar ve yapraklar dağılmış, kediler baygın.
Denizde ama işler başka tabi. Çünkü deniz, durmayı sevdiği kadar öfkeyi de sever, taşkınlığı ve ritmi, uğultuyu ve gürültüyü. Denizde döndüğü zaman tek yaptığı denize denizlik katmak. Sustuğundaysa her şeyi yerli yerinde bırakmak.
Denizli günlere.
11 Ağustos 2014 Pazartesi
keyifkaçırtan
sopa içtim la geçen.allahın sopası yoktu mızragı vardı.bunu da düşündüm geçen sopalı tanrı mı olur la diye çoban gibi. tabii ki yoktu sopası. sonra şarkıların hisleri geldi.kişi goygoyla iş yapsın sonra tasası sana düşsün.sen düşünmediklerini düşün.mehh.işte buydu keyif kovalayan.ama sopayla kovalayan.sopa sopa diye yazı yazdım.ohh bi gıdım sıçınca kalmıyo dert tasa o anlık.işte bunlar hep odak.sıççam sıçmalıyım diye düşünmekten başka bişiye odak yok.olayın fizikseli de var da o işlere ben bakmıyom.
7 Ağustos 2014 Perşembe
hisl-i veled
topyekün mantığı uzay mekiğine koyup boşluğa yolladığımız oldu bi vakit tabii.herşeyler daha kolay olur sanırdım.eski kafalara donmeçler.done done yolu bulduramamacalar ve sıçtıkça bokununrenginin artık tanıyamadıgın hallere girmesi.o şeyi sen yaptındı ama altına imzanı da attın mıydı.şimdi herkes yaptığı çocuga bi imza.yapamadıklarımız kısmet.yaşıyor olmayı gerçekten tercihli yapmadıgımı düşündüğüm zamanlar eski kafalar dediğim.sevdiğin insanlar nefes alır diye aynı nefese nefes.nerde burda samimiyet.cümleye dokunce ucundan bir realite kazanırdı mıydı.imlaya sıçayım.biri dedi diye olsun.genelde bıyıklı amca.neden çünkü mutsuz.kesif otobus kokusu yaz vakti.bu ayardaki nefret. yapmış kadar oldugumuz sevmiş kadar oldugumuz.durduk yere aglama hissi gelmesinin aslında kafada durmayanların sebeb-i mandalını kırdığımız.biz deyince tabii bizkim. bi sikim daha anlatmayan yazılar.toplasam uc kilo ederdi his.tartmadan topla tuketmeden tutku.çünkü o tırtıklar üç üç değdiğini.
4 Temmuz 2014 Cuma
Işıltı
Geçtiğimiz günlerde yeniden düşünür buldum kendimi. İrdeler yani, genişler, genişletir yani. Galiba biraz ondan.
Gözleri parlayan insanlar önemli çıcıklar. Parlamanın sebebi hiç umrumda değil herhalde. Parlasın öyle güzel. Ama biriktiriyormuşum anlatırken gözleri parlayanları.
Bi de susarken ışıl ışıllar var. Onlar hep olsun.
Sonraları edit: Özdemir, canım,
"Bir ışık düşerse üstüne basma.
Daha yakınlaşır, korkarsın.
Bir leke silmeye gör
Leke kalır, sen çıkarsın.
Bir gölge, nereye gider.
Gözlerince gider, bakarsın.
Bakarsın girer gözlerinden.
Leke onun peşinden, bakarsın.
Bir ışık düşerse üstüne basma,
Gözlerine basarsın."
Sonraları edit: Özdemir, canım,
"Bir ışık düşerse üstüne basma.
Daha yakınlaşır, korkarsın.
Bir leke silmeye gör
Leke kalır, sen çıkarsın.
Bir gölge, nereye gider.
Gözlerince gider, bakarsın.
Bakarsın girer gözlerinden.
Leke onun peşinden, bakarsın.
Bir ışık düşerse üstüne basma,
Gözlerine basarsın."
Onu bunu şunu geçince de bir husus daha var değineceğim. Selamlaşmak mahiyetinde uzanıp öptüğüm biri, kat kat tütün, parfüm, makyaj, kalabalık, göksüz, binalı, terli, kanlı katmanları es geçip deniz kokuyorsun dedi geçen gün.
Deniz hissi ruhumuzdan eksik olmaya.
1 Temmuz 2014 Salı
benimodamyokeminim (parody)
Benim odam yok. Zaten hiç olmadı. Yok lan bi ara oldu. O ara hayatımda ilk defa her şeyi yerli yerine koydum. Sonraları her şeyi uzay boşluğuna saldım. Ne halleri varsa görsünlerdi. Ben bugün gizli güzel hikayeler okudum. Kimselere söylemeyin. Aramızda; sır! Kendimle konuşturanlar eksik olmasın ama ne bileyim ne yapayım. Çoluğumu çocuğumu keseyim.
Yaz demek

18 Haziran 2014 Çarşamba
odamvarbiliyom
inanın ki biliyom.nerden biliyon dersen gecen besbinyıllık fosil gibi koydugum bira sisesi aynı koydugum yerden cıktı da ordan biliyom taragım.hisler garip.anamın dediği gibi ben kaldırmasam şu bardagı kimse kaldırmaycak. güzel mi çikin mi çözemedim tam ama hoş sanki.
hoşum hoşum hoşulmuş da olabilirim
varolanları çirkin de olsalar sevebilecegimizin algısına erdiğim çok olmasa da olmuştur ama hissiyat hine bi çiğ.estetiğim güçlü be gülüm desem sırf gülümde kalcan sonrası flüü.insanlarla muhabbette araya reklam koyarak algı kaydırılılabilineceginin de algısı çok değildir vakit olarak ama insanevladı olarak full şerefsiziz katıksız ay şerefsiz dedim noldum acaba bi biyerlerde sexist mi acep koy göte de o yüzden bunu kabul eden herinsanevladını öpeyim de işimize dönelim.durumlar böyle.kimi niye seviyok diye kendimizi bi dürteyim isterim de kendim bulunca bişi olur belki saklayayım.aha tam da şerreffizin dikalası.hellö and bayziler
Bari
AY iş yapar gibi gözükmek inanın ki çok zormuş. Meğer ne boş beleş insanmışım emek satma meziyeti ortadan kalkınca. Internet deryasında takip ettiğim hiçbir sosyal kültürel mecra kalmamış. Sonra tarih öncesinden kalma blog aklıma geldi. İşsizlik sendromuna yakalanan diğer arkadaşlarımın aksine ben, aylak zamanlarımı buraları şenlendirerek değerlendirmeyi planlıyorum. Olur mu olmaz mı bilemem ama önemli olan niyet diye içime işlemiş bi is kokusu var. O yüzden rengimi belli edeyim dedim.
25 Mart 2014 Salı
Darı
Sıradaki parçayı gugıl amcamıza hediye ettim. Nitekim yine hafızamın, beyin kıvrımlarımın falan yetmediği yerde imdada yetişti de birkaç ay sonra şuralarda yazdıklarımın gerçekleştiğini müjdeleyebildim. Böyle hep haklı çıkmak sıkıcı. Boşuna özenmeyin.
Kahveyi diyorum, az şekerli içiyorum darısı şekersizlere. Haydi.
Son.
Kahveyi diyorum, az şekerli içiyorum darısı şekersizlere. Haydi.
Son.
22 Şubat 2014 Cumartesi
Heycan
Neyi beklerdik kı biz.izler bulup nota tazeledık.uyurken bakardık.rûyada bakardık.bakardık da bakardik.hep coskular yenı uyanmıslıklar ûçgenler mukemmeller kucuk ucgenler.agzını öperdık de olmazdı hep.goze bakıp ruhlanırdık.ruhlar bol olsun çipillikler coşsun tarihe de geçiversin
31 Ocak 2014 Cuma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)