23 Temmuz 2015 Perşembe

İtkibi

İt gibi bir temmuz. Sıcaktan, güneşten ve yazdan şikayet etmekten kendime sığınırım. Ama it gibi bir gün işte. Nereden baksan uyumaya çalışırken sesini duymazdan gelemediğin saat tıkırtısı. Tiktak yapan hani. Öyle de değil. Tik -çok düşünmeler- tak -boş düşünmeler- tik -daralmalar- tak -sağa dönmeler- tik. 

İtkilerin en beteri sevdiğin insanların ittirdikleri bence. Son bir zamandır durup durup buna iç çekiyorum. Sonra geçiyor tabi. Akan nehirler varken kimin haddine çakılı kalmak. Sonra kendi ittirdiklerimi düşünüyorum. Düşünceyi duyan kulağımı kesmek istiyorum. Dahası koca koca denizler var durdukları yerde duruyorlar. O zaman diyorum ittirdiklerim, ayağıma bağlanmış taş.

Zamanında çok yaratıcı olduğumu düşünüp itki diye kelime uydurduğumu sanmıştım. Sanki konuşulacak her şey konuşulmamış, düşünülecek her şey düşünülmemiş gibi. 

Özetle bir hazirana sığınayım. Nehirde akan, elde kürekle sağı solu ıslatan. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder